hobi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hobi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2013 Salı

Nihayet Bitti...

Yorum Yaz

Uzun bir aradan sonra nihayet bugün yeni bir yazı yazabilecek heyecanı duydum. Yarım işleri bitirme konusundaki başarısızlığım hâlâ devam ediyor.

Bugün son işimi anlatmak istiyorum. Elişlerine meraklı olanlar bilirler. Adapazarlılar bu konuda çok mahirdirler. Çok güzel şeyler üretirler. İşte ben de böyle marifetli bir arkadaşımda görüp model olarak aldığım ayakkabı çantamı nihayet bitirdim. Arkadaşım değişik desenlerde üç tane yapmıştı kendine. Siyah, kahverengi ve lacivert. 
İşte arkadaşımın ayakkabı çantası...
Ben elimdeki bordo kadife kumaşı kullandım. İşleme örneğini Pinterest'teki sayfama daha önceden kaydetmiştim. Siz de benzeri modellere buradan ulaşabilirsiniz. DMC'nin etaminini kullandım.


Kesenin ağzı lastikli, büzgülü değil. Kordonlar ise sap vazifesi görüyor. Bir hafta gibi kısa bir zamanda yapılabiliyor. Sizin de böyle bir çantaya ihtiyacınız varsa buyrun size kullanabileceğiniz çeşitli örnekler... Örnekleri ozalitçide büyütebiliyorsunuz; bu da daha kolay işlemenizi sağlıyor.





Devamını Oku

30 Eylül 2013 Pazartesi

Bayram Hazırlıkları

1 Yorum

 Kurban bayramının yaklaştığı, güneşin bir görünüp bir kaybolmaya başladığı bu sonbahar akşamından herkese merhaba...

  Bu yazımı bayram hazırlıklarına ayırmak istiyorum. Ancak benim hazırlıktan kastettiğim temizlik, baklava, börek türü hazırlıklar değil. Bayramda sevdiklerimiz için tasarlayıp hazırlayabileceğimiz küçük hediyeler. 
   Amerikalıların bayram ve özel günlerini kutlamadaki hassasiyetleri, sundukları zengin hediye çeşitleri, elleriyle hazırladıkları alternatifler, sırf bunlar için oluşturulmuş hobi mağazaları benim gibi bir ıvır zıvır meraklısının aklını başından almaya yetmişti. Kızımla haftada bir gün mutlaka Joann'e uğrardık. Bir dalardık koca mağazaya saatlerin nasıl geçtiğini anlamazdık. Şimdi yine o günlere gittim. Amerika bizim gibi elişi meraklıları için bir malzeme cenneti. Aldığım kumaşları, kağıtları, kurdeleleri, iplikleri, dantelleri daha bitiremedim ama gidip yine valizleri doldurasım geliyor. O da olur inşaallah en kısa zamanda.
   İşte ben de hem bayramlarımızı renklendirmek, hem bir sünneti ihya etmek, hem de sevdiklerimizi sevindirmek adına bayram için güzel hediyeler hazırlayabiliriz diye düşünüyorum. Hazırladıklarımı bayramdan sonra sizlerle paylaşacağım inşaallah. Şimdilik buyrun size birkaç güzel örnek... 

Kalpten bir şeker külahı

Drajeler için güzel bir sunum

Keçeden kuşlar güzel bir hediye alternatifi olabilir.

Anahtarlık
İşlemeli bir kese

Mantar iğnelikler

Minik bir pano

Lavanta keseleri

Keçeden kalp anahtarlık
   Bu birkaç resim size fikir verebilir. Daha orjinal fikirleri sizler de üretebilirsiniz. Haydi, malzeme dolaplarımızın başına... Yapılacak çok iş var. Herkese iyi bayramlar...
Devamını Oku

17 Eylül 2013 Salı

Serin Havaları Beklerken...

Yorum Yaz

   Sıcaklar biraz da olsa etkisini kaybetmeye başladı. Sonbaharı dört gözle bekleyen biri olarak kendimi daha iyi hissediyorum. Buna bağlı olarak elişlerine de hız verdim. Siz de kışın soğuk günlerinde çayınızı veya kahvenizi yudumlarken sarınacağınız sıcacık bir battaniye örmeyi düşünür müsünüz? 

   Biliyorsunuz yarım işlerini bitirmeye çalışan biri olarak uğraşsam da yeni işler başlamaya da can atıyorum. Kendimi nasıl zor durduruyorum bir bilseniz. Resimlerle oyalanıyorum, kısmet olursa yapmak istediklerimi sıraya koyuyorum. Güzel işleri görüp incelemek de ayrı bir mutluluk. Pinterest'i bilirsiniz. Bilmeyenler için kısaca şöyle söyleyebilirim. İlgi alanlarınıza göre binlerce fotoğraf bulabileceğiniz, kendi fotoğraflarınızı yükleyebileceğiniz ve sizinle aynı ilgi alanlarına sahip kişilerle paylaşabileceğiniz bir site. Kullanıcılarının %70'i kadınlar. İşte ben de, öremesem de, Pinterest'ten derlediğim resimler arasından kışa hazırlık örgü battaniyelerden bir derleme yaptım.
   Kim bilir, belki sizi de ayartırım. Örgü sevenler kulübü olarak yaptıklarımızı biz de paylaşırız. Alın kahvenizi elinize; buyrun, örnekleri incelemeye... 
İsterseniz Pinterest  adresimden daha çok detaya ve örneğe ulaşabilirsiniz. Sevgiler...



Devamını Oku

1 Eylül 2013 Pazar

Yetişememe, yetiştirememe sendromu var mı?

Yorum Yaz

   Zamanını verimli kullanabilen, az zamanda çok şey üreten insanlara hayranım. Lütfen bana yardım edin. Zamanı yetiremiyorum. Her tavsiyeye açığım. Yapacağım işleri sıraya koyuyorum olmuyor, rahat davranayım, kendimi hırpalamayayım, yavaş yaşayayım diyorum o da olmuyor, ne yapacağımı şaşırdım. 

   Son günlerde pek bir moda olan "Tükenmişlik sendromu" var ya, merak ediyorum acaba bu benim yaşadığım da başka bir sendrom mu? Sor da öğren kardeşim, yakınında iki psikoloğun var, dediğinizi duyar gibiyim. Soramıyorum, çünkü bizim psikologlar üç günlük tatili fırsat bilip şehir dışına çıktılar. Onlar tatil yapıyorlar, ben düşünüyorum.İş çok... Haydi biraz erken kalk da zamandan kazan. Kahvaltıyı hazırla, öğleden sonra danışan gelecek, ofise gitmelisin, ipliği bittiği için yarım kalan masa örtüsünü bugün tamamlamak lazım çünkü zihnimi yoruyor artık, perşembe günü "Minik Mucizeler Akademisi"nin yeni sezon açılış ve tanıtım toplantısı var, eksikler tamamlanacak. Salı günü okula gitmem gerekiyor, sınav var, soru hazırlanacak.Daha başka bir sürü şey var, var, var... Bütün bunlar zihnimde çarpışırken ben daha bir işe girişmeden yoruluyorum.

   Bloğa sık sık yazı yazmak istiyorum ama nerdee. Evdeki işler, okuldaki işler, yuvadaki işler, sıcaklar, nem, dünyanın gidişatı, zalimler, silahlar, kimyasal gazlar bende hal bırakmadı. Verimli olmak, üretmek için moral şart. Dualarla, bu da geçer tesellileriyle bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bitirmeye söz verdiğim yarım işlerin bir kısmı tamamlandı, fotoğrafları da çekildi, en kısa zamanda paylaşacağım. 

   Kendimi toparlamak için hayal mi kursam acaba?  Şair ne demiş?  "İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar."  Alır insanı başka diyarlara götürür ya hayaller. İşte şimdi, sakin, küçük, eski ama bakımlı bir evin arkasındaki küçük bahçedeyiz. Bir salkım söğüdün altında küçük sedirde çaylarımızı yudumlayarak elişi yapıyoruz. Yanımda sevdiğim arkadaşlarımdan biri. Evde işler bitmiş, okul tatil, kızlar danışanlarıyla, çocuklarıyla okullarında meşgul, koca işe gitmiş, akşamın yemeği hazır, hava limonata tadında, etrafta sardunyalar, ortancalar, radyoda hafiften sanat müziği şarkıları, bizde sohbet muhabbet...

   Bir iç geçiriyorum. Gerçeğe dönmek lazım. Sendromlarımızla barışıp hayatın ortasına dalmak lazım. Başka çaremiz yok.Şikayet değil inanın bu yazdıklarım, sadece durum tesbiti. Hayalim de bütün yapmak istediklerimi sırasıyla düzene koymak. Olur inşaallah bir gün. Bu arada ümidimi kaybetmiş de değilim. Bakarsınız bir gün bu hayallerim gerçek olur. O zaman yazarım size. Şimdi ilk adım olarak fotoğraflarını paylaşıyorum. Sonra kendimi, ailemi, arkadaşlarımı, sizi de yerleştireceğim içine, söz...




  






Fotoğraflar Pinterest'ten alınmıştır.


Devamını Oku

1 Ağustos 2013 Perşembe

Siz Köşe Dönmeyi Bilir misiniz?

Yorum Yaz

   Merhaba... Bloğu açarken niyetim haftada ortalama 3 yazı yayınlamaktı. Ancak her yeni başlanan işteki acemilik gibi, ben de bu düşüncemi gerçekleştiremedim. Bundan sonra inşaallah... Bir şey yayınlamış olmak için yazı yazmak istemediğimden, ürettiklerimi paylaşmalıyım diye düşünüyorum. Yani önce üretmeliyim ki sonra onları size anlatabileyim.

   Daha önce de bahsetmiştim. Bu yaz, yarım kalan işlerimi tamamlama mevsimi diye. İşte bu çerçevede ilk önce Saba'nın battisini(battaniyesini) bitirdim. Üzerimdeki yük, pek hafiflemedi, çünkü daha çok iş var. Bu arada bizim ayıcık örüldü, yani vücut buldu. Ancak Saba, bir de erkek olanını yapmamı isteyince, tekrar başladım örmeye. O da bitince her ikisini de fotoğraflayıp yayınlayacağım.

   Gelelim köşe dönmeye... Bütün malzemeler alınmış, benim başına geçmemi bekliyordu. Küçük kızım evlendiğinde mecburi hizmet için Mardin'e gitmek durumunda olduklarından evlerinin eşyaları İstanbul'a döndükten sonra, henüz Kasım ayında alındı. Arkasından bir ay sonra da bebek gelince, iki ayağım bir pabuca girdi. Yapmayı planladığım birçok şeyi ertelemek zorunda kaldım. Tam kendime geliyordum ki; arkasından iki kardeş uzun zamandır planladıkları iş projelerini hayata geçirme fırsatı buldular. Bütün bunların benimle ne ilgisi olduğunu düşünenlerden iseniz söyleyeyim: Ben yedek kuvvetim, bizim ailenin jokeri. Nerede ihtiyaç olursa oraya sevk edilen!!!. Neyse, bu halde geldik Temmuz ayının sonuna. 

   İşte ben bu sebeplerden dikemediğim masa örtüsünü bugün dikmek üzere makine başına geçtim. Geçmiş yıllarda bu konuda yeterli bilgim yokken,(şimdi de öyle tecrübeli falan değilim, yanlış anlamayın.) en zorlandığım konu örtülerin köşesini yapmaktı. Geçen kış Maltepe'de Singer'in mefruşat kursunda köşe çevirmeyi öğrendikten sonra artık bu zor görünen iş bana keyif vermeye başladı.

   Bilmeyenler için kısaca anlatmak istiyorum. Çeşitli kalınlıklarda kenarlar yapabilmek için önce 3.5, 4, 4.5 ve 5cm. genişliğinde kartondan şeritler kesin. Kestiğiniz kartonlara 1cm.lik bir çizgi çekin. Bunları muhafaza edin. Kumaşın cinsine ve yapacağınız nesneye göre seçtiğiniz şeridi kumaşın kenarına yerleştirin. Kumaşın tamamının çevresini 1cm.lik bölüm kadar ütüyle sabitleyerek katlayın.
Sonra ikinci işlem olarak şeridin tamamını ütüleyerek kumaşı katlayın. Aynı işlemi tekrarlayarak örtünün çevresini dönün. Sıra geldi köşelere... Fotoğraflarda görüldüğü gibi iki kenarı üstüste getirerek ütüyle her iki tarafına iz yapın. Sonra teyelleyin ve makinede dikin.
Sonrasında oluşan kulağı ince bir pay bırakarak kesin, tırnak ütüsüyle dikişi düzeltip ters çevirin. Böylece kenarları düzgünce çevrilmiş dikilmeye hazır bir örtünüz olacaktır.

Ben çevresine bir de organze dantel geçirdim. İşte örtünün son hali. Masadaki halini de yakında yayınlarım inşaallah. Düşüncesiyle beni yoran bir işi daha bitirmenin huzuru ve günü verimli tamamlamanın mutluluğuyla herkese sevgiler...

Devamını Oku

24 Haziran 2013 Pazartesi

Güzel Günlere...

1 Yorum


   Yazı yazmak için bilgisayar başına oturamadığım birkaç haftalık sıkıntılı süreçten sonra nihayet bugün sizlerleyim. 

   Tadımız kaçtı, ne sohbet edesimiz var, ne keyifle kahve yudumlayasımız...Hele hele gençliği, üniversite yılları, çalışma hayatı darbelerin, kargaşanın acımasız ayakları altında örselenmiş, hırpalanmış bir neslin mensubu olarak bu olanlar şahsen benim üzerimde karabasan etkisi yaratıyor. Ben 80 ihtilali günlerini anlatan dizileri bile seyredemiyorum. O karanlık günlerin psikolojik etkisini üzerimde hissediyor, baskı ve yok sayılışın travmasının iç sıkıntılarını tekrar yaşıyorum. Artık bu kara günlerin bitmesini, ülkemizin, gençlerimizin aydınlık günlere uyanmasını diliyorum. Birbirimize karşı tahammüllü, karşısındakinin fikirlerine ve yaşam tarzına saygılı, mutedil fertler olarak Türkiye Cumhuriyeti üzerine oynanan oyunlara karşı uyanık olmalı, dost görünen düşmanlara karşı birlik, beraberliğimize sahip çıkmalıyız. Bugünleri de kazasız belasız atlatacağız inşaallah...
   Gelelim normal hayata dönme çabalarıma. Önümüzdeki üç ayı, yarım işleri tamamlama mevsimi ilan ettim. Maymun iştahlı birisiyim. Dolayısıyla birçok yarım işim var. Onları şimdiki haliyle resimledim. İlerledikçe sizlerle paylaşacağım.

   Şu anda elimdeki işim, ayıcığım. Bedenini ördüm. İçini doldurdum. Kıyafetlerini örüyorum. Nasıl yapılacağına dair açıklamayı internet üzerinden satın aldım. Ancak İngilizcenin örgü terimlerini Türkçeye çevirmek, ne kastettiğini anlamak  biraz zor oldu. Hâlâ çözemediğim yerler var ama ilerledikçe hallolacak. 


  










 Ayıcık biter bitmez torunum için işlemeye başladığım, üzerine başka işler geldiği için bitiremediğim kurdele işi battaniyeyi tamamlayacağım. Krem rengi yünlü bir kumaş üzerine ipek kurdele ile işliyorum.  Bu çiçekli pervanelerden beş tane çiçek demeti oluşacak. Daha sonra da astarlanması ve dikilmesi var. Yandaki fotografta da kızıma yapacağım patchwork amerikan servislerin bordürleri var. Onlar da yarım. Bitirilmeyi bekliyorlar.

Bir de Saba’nın battisi (battaniyesi) var. O da tamamlanıp kışa hazır olmalı ki;  hem evcilik oynarken, hem de kendisi için kullansın.
  Bu kadar yarım iş var da biten bir şeyler yok mu diye düşünebilirsiniz. Var tabii. Arkadaşımım torunu için ördüğüm yelek, hırka, patik ve şapkadan oluşan takım son bitirdiğim işim.
  Bir yandan da kızlarımın okulları için yeni dönem hazırlıkları arasında yer alan keçe objeler var. Onlar kesti, ben birleştiriyorum. Bir sonraki yazıda onları da resimleyeceğim inşaallah. Değişik zaman dilimlerinde farklı işlerle uğraşmak beni daha çok mutlu ediyor. İçinizde bana benzeyenler vardır diye tahmin ediyorum.
   Bugün için bu kadar yeter sanırım. Şekillenmeye başlayan işleri tamamlamak ve en kısa zamanda sizlerle paylaşmak üzere hoşça kalın. Sevgiler...

Devamını Oku

2 Haziran 2013 Pazar

Baharı Uğurlarken

Yorum Yaz

Sıcaklar bastırdı. Baharın hercai, hoppa, değişken mizacı yerini ne yaptığını bilen, kararlı sıcaklara bıraktı. Önümüzdeki günlerde yeşilin sarıya dönüşünü izlemeye hazırlanırken renklerin armonisinde kaybolmak istedim. Buyrun hep birlikte..

















Fotoğraflar Pinterest'ten alınmıştır.

Devamını Oku

1 Haziran 2013 Cumartesi

Bu Bir "Merhaba" Yazısıdır.

2 Yorum

Herkese merhaba diyerek başlamak istiyorum yazıma, bloğuma... Selâm olsun herkese; yazana, çizene, örene, işleyene, temizleyene, gezene, gezmek isteyip de gezemeyene, okuyana, okuyamayana, şarkı söyleyene, iştahla yiyene, zayıflamak isteyene, diyet yapana, sabah çayını içene, kahvesini yudumlayana, herkese selâm olsun...

Sohbet etmeye, eksiklerimi tamamlamaya, bilmediklerimi öğrenmeye, bildiklerimi paylaşmaya, hayata dair konuşmaya geldim bu sanal âleme. Dostlarımla, arkadaşlarımla, onların da yazılarını ve fikirlerini paylaşarak...
Yıllardır yapmak istediğim ama bir türlü gerçekleştiremediğim bir planım vardı. Bir sürü notlar, güzel ve anlamlı bulup sağa sola kaydettiğim sözler, faydalı bulup bir kenara yazdığım ufak tefek şeyler...Bunları bir araya toplayıp bir akıl defteri oluşturmak istiyordum hep. Yapamadım, olmadı. Sebeplerim çoktu. Bu sebeplerin arasında ihmal ve birçok şeyi bir arada yapma isteği başta olsa bile... Şimdi "Akıl defteri"mi burada açmak, notlarımı toparlamak, yazmak isteyip de yazamadıklarımı bu blog vasıtasıyla hayata geçirmek istiyorum. Hem de daha renkli, daha kapsamlı bir şekilde...

Burası neresi?
Bu sohbetler sırasında konuştuğumuz her şey burada olacak. Hobilerimiz, kurslarımız, aldığımız eğitimler, gündemdeki önemli konular, dekorasyon, pinterest'teki resimlerim, gezip gördüklerimiz ve görmek istediklerimiz, kitaplar -okunanlar ve okunmak üzere sırada bekleyenler-, elişlerim; dantelim, örgüm, patchwork yapılmak üzere bekleyen kumaşlarım, işlenmeyi bekleyen kurdelelerim, örülüp cisim bulmayı bekleyen kafamdaki minik ayıcık, dekorasyon dergilerim, işlenmeyi bekleyen etamin örneklerim ve daha neler neler...
Bunlar, Allah kısmet ederse yapmayı planladıklarım, bir de şimdiye kadar yaptıklarım var. Onları da fotoğraflayıp arşivlemek ve paylaşmak istiyorum. Kendim için ve fikir almak isteyenler için. Önümüzdeki günlerde bu işlerin planlamasıyla meşgul olacağım. En yakın zamanda görüşmek dileğiyle...
Öncelikle bloğumda neler olacak? Anlatayım...En iyi anlaştığımız kişiler, bize en çok benzeyenlerdir. Ortak dertlerimiz, benzer kaygılarımız, üzüntülerimiz varsa; gönül telimizi titretenler, yüreğimizde taşıdığımız yükler aynıysa, yıllar boyunca gerçek anlamda arkadaşız demektir. "Arkadaş" ne demek, hiç düşündünüz mü? Sırtınızı dayayabileceğiniz, korkuya kapılmadan güvenebileceğiniz, sizi arkanızdan vurmayacak kişi demektir. Benim 40 yılın hatırını paylaştığım dostlarım işte böyle kişiler. Onlarla kahve sohbetlerimizin tadını, bloğumu takip edenlerle de paylaşmak istedim. Böylece biriktirdiklerimi çevremin hizmetine sunmuş olacağım karınca kararınca. 
Devamını Oku